7 saatlik uçuş ve Nairobide verilen moladan sonra Dar es Salaam havaalanına saat 03:30 da indik. O saatte bile son derece sıcak, nemli ve boğuk bir hava ile karşılaştık. Gümrük işlemleri için bir form doldurduktan sonra pasaportumuzu gören Tanzanyalı görevli, vizeye ihtiyacımız olmadığını ve direk geçebileceğimizi söyledi. Orada anlı şanlı Amerikalılar ve diğer Avrupalılar vize kuyruğunda beklerken salondan üstelik para ödemeden ilk ayrılanlar arasında olmak gerçekten pek de alışık olmadığımız ama oldukça hoş bir duygu idi. Saat 07:30 daki yerel havayolu Precision Air ile safari bölgesinin merkez üssü olan Kilimanjaro havaalanına bizi götürecek uçağı beklemek için dış hatlardan çıkıp havaalanının içine girdik. Kapıdan çıkar çıkmaz bizi ‘papasi’ ler karşıladı. Papasi yerel dilde bir sözcük ve anlamı ‘kene’. Tanzanyada hemen herkes potansiyel olarak organizatör konumunda. Ulaşım, otel konaklaması, yerel turlar konusunda herkes girişimci bir tavır takınmış durumda. Daha önce giden insanlar, rehber ve forumlardan haklarında oldukça bilgi topladığımız bu insanları canlı görünce insan önce biraz çekiniyor ancak ne yaptığını ve ne istediğini bilir bir şekilde ve de kendinden emin bir tarzda ilgilenmediğini ifade edersen çok fazla ısrarcı olmuyorlar. (En azından bizim rastladıklarımız öyleydi. Çok ufak tefek şeyler dışında genel anlamda ciddi bir sorun yaşamadığımızı söyleyebilirim.) Bizimle aynı uçakta gelen ve Tanzanyada iş yapan İzmirli bir arkadaştan havaalanı iç hatlar kısmının oldukça basık ve havasız olduğunu öğrendik. Yaklaşık 4 saatlik bekleme süresi için açık havada banklara oturarak beraber geldiğimiz insanlarla sohbete başladık. Herkes birbirine programını anlatıyor ve bildiklerini paylaşıyordu. Burada sevgili Hakan Ersavaştı ile tanıştık. Bizim programımızın oldukça benzerini ama sondan başa doğru uygulamaya karar vermişti. Oldukça keyifli bir sohbet oldu. Bu arada sivrisinek paranoyamız başladı ve sinek kovucularımızı bolca sürerek sabahı ettik.
Gerçekten de oldukça boğuk ve hijyenik açıdan bizi Afrika standartları ile tanıştıran iç hatlar terminalinden geçtikten sonra Precision Air in son derece rahat ve keyifli uçağı ile Afrikanın en yüksek dağı olan Kilimanjaro ve hemen yanındaki Meru dağının yanından geçip Kilimajaro Uluslararası Havaalanına indik.
Kilimanjaro ve yanında Meru dağı
Kilimanjaro havaalanı Tanzanya için çok önemli. Buraya dünyanın her yerinden dağcılar özellikle Kilimanjaro ve Meru dağlarına tırmanmak için geliyorlar. Bunun yanında binlerce insan safari için kuzeydeki parklara ulaşım amacıyla bu havaalanını kullanıyor.
Burada hava Dar es Salaama göre oldukça serinlemişti. Güzel hava ve safariye başlayacak olmanın heyecanıyla keyfimiz yerine gelmişti. Sırtçantalarımızla kapıdan çıkıp üzerinde ismimiz yazılı kağıtla bizi karşılayan rehberimiz Estomih ile tanıştık. Bizi güler yüzle karşıladı ve safari aracımıza binip şirketin merkezi olan Arushaya doğru yola çıktık.
Sunny Safaris LP rehber ve forumlarında budget seviyede safari isteyenler için işini iyi yapan ve güvenilir şirketlerden biri olarak bahsediliyor. Gerçekten de seyahat öncesi yazışmalardan başlayıp havaalanında karşılanma, safari, otel ve iç hat uçuş rezervasyonlarımız ve tekrar havaalanından uğurlanma aşamalarının hiç birinde en ufak bir sıkıntı ile karşılaşmadığımızı belirtmek isterim.(ki bu Afrikada çok olağan bir durum değil. Avrupaya göre hayatın her alanında her türlü işlem çok daha uzun ve meşakkatli oluyor) Safari turizmi Tanzanyada en önemli ticaret kollarından biri. İrili ufaklı binlerce firmanın olduğunu, bir o kadar da dolandırıcı şirket ve insanın özellikle önceden rezervasyon yaptırmadan direk Arushaya gelen turistleri kazıkladığını öğrendik. Kesinlikle gitmeden çok iyi bir araştırma yapmak ve mutlaka güvenilirliği teyit edilen referanslı firmalarla iş yapmak gerektiğini Tanzanyalı arkadaşlarımdan da öğrendiğim için bir kez daha buradan duyurmak isterim. Sunny Safarisin 100 kadar aracı varmış. En çok gördüğümüz Leopard Tours ise 600 araçla sektörün en büyük firmalarından biriymiş. Her bütçeye ve zevke göre safari planlamak mümkün. Çadırınızı kendinizin kurduğu kamplarda kalabilir, önceden kurulmuş çadır kamplarında içinde tuvalet banyosu olan çadırlarda veya ağaç evlerde konaklayabilir, normal ya da lüks resort tarzı otellerde geceliği kişi başı 500 ila 1000 USD arası değişen seçeneklerden bütçenize ve zevkinize en çok uyanını seçebilirsiniz.
Havaalanından Arushaya kadar olan 1 saatlik yolda rehberimizle tanıştık. Bize yolculuk ve safari programımız ile ayrıntılı bilgi verirken bir yandan da yol üstünde ilk defa şahit olduğumuz Afrika manzaraları hakkında sorularımızı yanıtlıyordu. Arusha da şirket merkezinde ödememizi yapıp öülen yemeği için kumanya ve suyumuzu alıp Lake Manyara Milli Parkına doğru yola çıktık.
Yol üstünde rehberimizin önerisiyle yağlıboya Afrika resimleri ‘tinga tinga’ ları satan bir dükkandan kızımıza kocaman bir Serengeti manzarası aldık ve tüm seyahat boyunca gözümüz gibi korumaya çalıştık.
Lake Manyara Tanzanya safari bölgesinin en keyifli ve de zaman zaman safariciler tarafından gözardı edilebilen parklarından biriymiş. Deniz seviyesinden 900 metre yüksekte yeralan bu alkali göl, özellikle etrafındaki orman ile beraber son derece renkli bir kuş cenneti. Ayrıca buranın özelliği babun, maymun, fil ve ceylanlara son derece yakın olabilmeniz. Ağaçta yaşayan aslanlar da bu parkın en heyecanlı aktivitelerinden imiş. Biz oldukça uzaktan da olsa bu şansa erişenlerden olduk. Bu parkta gece de araç sürüşüne izin verilebiliyormuş. Kuş izlemeyi sevenler için mutlaka kaliteli dürbünlerin beraberinde getirilmsei tavsiye edilmekte.
Parkın girişinde diğer araçlarla beraber durduk. Estomih giriş için paraları ödeyip işlemleri hallederken biz de ziyaretçi merkezinde park hakkında bilgi aldık. 15 dk. sonra tam anlamıyla safari maceramız başladı.
Bilgi vermek gerekirse; üstü açılan araçların içinde (2-4-6 veya 8 kişilik araçlar gördük) belirlenen yollarda kalmak suretiyle game drive denen yolculuk parkın içinde yapılıyor.
Rehber-şoförümüz bir yandan yolu takip ederken diğer yandan da radar gibi etrafı tarayarak ilginç bir hayvan olup olmadığını tespit ediyor ve izlemeye değer bir şeyler yakaladığında arabayı durdurup bizim gözlememiz, fotoğraf ve kamera çekimi yapmamız için zaman tanıyor. Siz tamam deyince de yola devam ediyor. İlk başlarda bütün hayvanların yanında durup uzun uzun gözlem ve çekim yapmak istedik. Daha sonra aynı türlerden yüzlercesini görmeye başlayınca sadece ilk defa gördüğümüz hayvanlarla ilgilenmeye başladık.
Baboon
Parkın girişinde babunlarla karşılaşma
Blue monkey
dişi impala
erkek impala
dişi devekuşları
warthog (Afrika yaban domuzu)
Manyaranın kuşları
Manyaraya özgü ağaçlardaki aslanlardan birini uzaktan da olsa gördük.
Normalde parkların içinde araçlardan inmek yasak. Sadece belirli bölgeler piknik alanı şeklinde dizayn edilmiş ve buralarda tuvalet-su ve masalar mevcut. Biz de mola diğer araçlarla beraber mola verdik ve rengarenk kuşların cıvıltıları eşliğinde öğle yemeğimizi diğer turistlerle –mzungu-beraber yedik. (Mzungu Swahili dilinde beyaz adama verilen isim. Özellikle küçük çocuklar her gördüklerinde hemen mzungu diye bağırmaya başlıyorlar)
Yemekten sonra parkı biraz daha dolaştık. Akşamüstü ise yarınki parkurumuz olan Ngorongoro Krater Bölgesinde konaklamak üzere yola çıktık.
Otoyol kenarında babunlar
Yaklaşık 1 saat kadar gittikten sonra Unesco Dünya Miras Listesinde yer alan bir koruma alanı olan Ngorongoro Krater Bölgesine ulaştık.
Burada da Estomih giriş işlemlerini hallederken araçtan inip ziyaretçi merkezini gezdik. Rehberimiz etrafta gezen babunların hırsızlık özelliğinden bahsederken arkamızdaki araçtan bir çığlık geldi ve babunlar araçtakilerin yiyeceklerini çalıp kaçtılar.
Buradaki makette bölgenin kuşbakışı görünümü mevcut. Biz bugün güneydoğudaki Manyara gölünün etrafında gezdik. Yarın kuzeyindeki Ngorongoro Krateri ve ertesi gün de kuzeybatıdaki geniş Serengeti düzlüklerine gideceğiz.
Ngorongoro Krater bölgesine girdikten sonra tepeye doğru yükselmeye başladık. Sol tarafımız uçurum ve adeta Amazonlardaki yağmur ormanları kadar sık ağaçlarla kaplandı.Sağ tarafımızda dağ olacak şekilde iki aracın zor geçtiği toprak yoldan tırmanmaya devam ettik.
Tepeye vardığımızda krater ve krater gölünün muhteşem manzarasını gördük. Otelimize az kalmıştı.
5 dakika daha ormanın içinden devam ettik. Babunların arasından ve fillerin yanından geçerek böyle bir coğrafyada hiç aklımıza gelmeyecek kadar güzellikte otelimize ulaştık. (Ngorongoro Wildlife Lodge)
Estomih ile yarın sabah erkenden otelin önünde buluşmak üzere randevulaştıktan sonra çantalarımızı odamıza yerleştirip methini duyduğumuz krater manzarasını izlemek üzere terasa çıktık.
Günün yorgunluğu, manzaranın güzelliği ve Tanzanyanın ünlü Safari birası birararaya geldi.
Bu manzarayı ve atmosferi kelimelerle tarif etmek gerçekten zor. Ngorongoro bizi çok etkiledi. Akşam yemeğimizi yedikten sonra yarın yukardan manzarasına bayıldığımız krater gölünün kenarında game drive yapacak olmanın heyecanıyla erkenden yattık.
yine çok güzel bir gezi olmuş. bakalım devamında neler olacak merakla bekliyorum. yalnız doğa gerçekten de inanılmaz güzel..
Oo süpermiş. Otel beklentimin çok üzerinde görünüyor. Yalnız o babun denen hayvan öyle maymuncuk değil. Bir karede üzerine giderken gödrüm. Aman derim. Elinize sağlık.
Sevgili FKH. İlgine çok teşekkür ederim. Gerçekten de unutulmaz bir maceraydı. Devamı çok yakında…
Sevgili Papillon Bey biraz daha seri olsak. Malumunuz yazilar birikiyor…
Merhabalar,
Vize istememe nedenleri yeşil pasaport mu? Yoksa vizeler gerçekten tamamen kalktı mı?
müge hanım,
biz yeşil pasaportla vizesiz girdik. ancak sanıyorum normal pasaport için de vize kalktı. havaalanında ayakbastı parası benzeri bir para ödeniyor olabilir. en garantisi dışişleri bakanlığının sitesinden öğrenmek sanırım.
Biz normal pasaport ile gittik ve vizeye ihtiyaç duymadık. Sadece 50 usd ödememiz gerekti girişte.
Tum tanzanya maceranizi okudum.. Aklima takilan hemen herseyin cevabini buldum diyebilirim. Gun boyunca yalnizca bir kez mi mola veriliyor? Tuvalet ihtiyaci karsilamak icin tek bir firsatimiz mi oluyor? 🙂
Selamlar, kusura bakmayın biraz geç yanıt verebildim. Bu yanıtı hiç düşünmemiştim. Tekrar hatırlamaya çalıştığımda öğlen bir kez mola verdik diye hatırlıyorum ancak zannediyorum acil bir durum olması durumunda yakında bir nokta bulunabilir çünkü milli park çok büyük değil. Şimdiden iyi eğlenceler.